Üniversitenin büyük amfisinde 600 kişinin katıldığı bir imtihan…süre iki  buçuk saat ..profesör  son derece  sert ve sürenin esnetilmesine imkan yok..Cevapları yetiştiremeyen  kalıyor..Bu yüzden bütün talebeler harıl harıl  soruları cevaplıyorlar….Ama birisi var ki ağırdan gidiyor..biraz düşünüyor..biraz yazıyor..hiç aceleci bir hali yok gibi….Derken süre doluyor..! ” Getirin kağıtları çocuklar” diyor profesör  ve herkes bitirebildiği  kadarıyla kağıdını  getirip  masanın üzerine koyuyor..Veren çıkıyor,veren çıkıyor.. masanın üzerindeki kağıtlar birikiyor..Sınıfta hiç talebe kalmıyor..! Bir kişi hariç..bizim ağırdan giden talebe  hiç istifini bozmadan yazmaya devam ediyor..!! Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra  kalkıp kürsüye gidiyor ve kağıdını  bir sonraki  ders hazırlıklarını  tamamlamakta olan  profesöre  uzatıyor..Profesör  kızarak..Hayır çok geç kaldın artık  senin kağıdını alamam..! Bizimki ters ters bakıyor..” sen benim  kim olduğumu biliyormusun?”  Yoo aslında bilmiyorum ne olacak..? Talebe bakışlarını dikleştirerek  tekrar soruyor..” sen benim kim olduğumu biliyormusun? ” Hayır bilmiyorum ! üstelik bu hiç de mühim değil..! İyi öyleyse diyor bizimki ve yığılı  duran imtihan kağıtlarının  bir kısmını  kaldırıyor ve araya  kendi kağıdını  koyup kağıtları tekrar düzeltiyor.sonra da  İyi günler hocam deyip  profesörün şaşkın bakışları arasında yürüyüp gidiyor..!!!

22.12.2014                        Necati   BAĞIŞ