Rahibin kilise bahçesinde bir kümesi vardır.
Bir gün kümesinde bulunan horoz ortadan kaybolur…!!!
Horozu bulması,yada yeni bin horoz alması gerek..Ayinden sonra Cemaatine sorar; Kimin horozu var.?..
Bütün erkekler ayağa kalkar…Hayır onu demedim,horozu gören varmı..??
Bütün kadınlar ayağa kalkar…………Hayır efendim yani ben başkalarının horozunu kim gördü demek istiyorum….
Kadınların yarısı ayağa kalkar……..Rahip iyice kızar….Allah allah ..!!!
Ne laf anlamaz insanlarsınız.Benim horozumu kim gördü yahu…???
Bütün rahibeler ayağa kalkar………!!!!!!!!!…….????
Eddi Antere teşekkürler 01.05.2012 N.B.
1 Mayıs işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan,birlik,dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü.Dünya üzerindeki pek çok ülkede,resmi tatil olarak kabul edilmektedir.Türkiye de ilk kez 1923 ‘te resmi olarak kutlanmıştır.2008 yılında “Emek ve Dayanışma Günü”olarak kutlanması kabul edilmiştir.22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir….İlk kez 1856 ‘da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri,günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden Parlamento evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanikti ve 1911 yılında burada tütün,liman ve pamuk işçileri 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1912 yılında İstanbul da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs yasal olarak İşçi Bayramı ilan edildi.
1924 yılında hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı…
1925 yılında çıkan Takrir-i Sükun Yasası,İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
1935 yılında 1 Mayıs’a “Bahar ve Çiçek Bayramı”adı verildi,ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim’de kutlandı.
1977 yılında İstanbul Taksim meydanında yaklaşık 500 bin kişiyle en katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi.Ancak ,göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34 ‘ü yaralanarak,üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü..1977 yılının 1 Mayısı tarihe kanlı bir Mayıs olarak geçti….Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e rapor edilince;O dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re’sen emekliye sevk edildi.
O tarihten itibarende dönem dönem sekteye uğrasa da,marjinal gruplar olay çıkarsa da , istiklal caddesindeki dükkanları yakıp yıksalar da kutlanmaya devam edilmektedir ” .1 Mayıs İşçi Bayramımız herkese Kutlu Olsun”
En son kutlama ; 2010 yılında 140 bin kişinin katılımıyla Taksim yapıldı .
01.05.2012 N.B.
Temel ve arkadaşları kahvede oturuyorlarmış…Birisi demiş ki:Benim karım galiba beni manavla aldatıyor..” Diğerleri nasıl anladığını sorunca,Yatağın altında karpuz buldum demiş… Başka biri: Sanırım karım beni marangozla aldatıyor.Ben de yatağın altında testere buldum…”Temel aniden” yavv galiba Fadime beni atla aldatıyor.Yatağın altında jokey buldum demiş…..!!!!!!!
30.04.2012 N.B.
İngilterede Londra yakınlarında bir kasabada dünyalar güzeli bir kız varmış…Bu kız öyle güzelmiş ki çok uzak şehirlerden,çok zengin çok yakışıklı,asil pek çok delikanlı onu görmeye gelirmiş…Kendisiyle evlenmek isteyen nice prensi nice şovalyeyi reddeden güzel kız kimseleri beğenmezmiş….Bu arada aynı kasabada yaşayan ve bu kıza aşık olan genç bir delikanlı da bu kızı istemiş…!!! Ama kız onu da reddetmiş… Aradan uzun yıllar geçmiş,bizim delikanlı kasabadan ayrılmış..Kendine başka bir hayat kurmuş.evlenmiş,çoluk çocuğa karışmış…Birgün yolu bir zamanlar yaşadığı bu güzel,küçük kasabaya düşmüş….!!!! Orada tanıdık yaşlı birine rastladığında aklına bir zamanlar orada yaşayan dünyalar güzeli kız gelmiş ve ona ne olduğunu sormuş… Yaşlı adam….”şu sokağın köşesini döndüğünde tam karşısına gelecek,en güzel güllerin olduğu evde oturduğunu ve evlendiğini söylemiş”……Bizimki bir zamanlar herkesi reddetmiş olan kızın kocasını pek merak etmiş…..Bir gün gizlenip kocasını evden çıkarken görmüş…!!!Kızın kocası şişmanmı şişman, çirkinmi çirkin,kel bir adammış….Üstelik zengin de değilmiş. Çok merak eden adam kocası gittikten sonra evin kapısını çalmış…Kız kapıyı açınca kendini tanıtmış ve neden böyle bir adamla evlendiğini sormuş…??? Kız bir süre adama sessizce baktıktan sonra derin bir iç geçirerek……Ona evin arka bahçesindeki gül bahçesinden en güzel gülü koparıp getirirse cevabını vereceğini bu arada birde şartının olduğunu söylemiş…? şartı;bahçede ilerlerken geriye dönmemesi olduğunu söylemiş .Adam da bunun üzerine binlerce gülün olduğu bahçe de ilerlemeye başlamış,birden çok güzel sarı bir gül görmüş…Tam ona doğru eğilirken biraz ileride kocaman penbe bir gül gözüne çarpmış..,Tam ona uzanırken daha ileride muhteşem güzellikte kırmızı bir gül goncası görmüş.. Böyle böyle bahçede ilerlerken birde bakmışki bahçenin sonuna gelmiş…Mecburen oradaki bir gülü koparıp kıza götürmüş…!!! Bahçenin en güzel gülünü getirmesini beklerken kız bir de ne görsün yaprakları solmuş cılız bir gül…Bunun üzerine adama dönen kız şöyle demiş; Bak gördünmü ?Her zaman daha iyisini bulmak isterken ömür geçer ve sen en kötüsüne razı olmak zorunda kalırsın…!!!!Bu yüzden gençlik elden gitmeden elindekiyle yetinmeyi öğrenmek gerekir……
/En Güzel Hikayelerden/ 30.04.2012 N.B.
Bir gece telefon çalar.
Adam;Beni arıyorlarsa evde olmadığımı söyle;
Karısı telefona cevap verir…!!
Kocam evde…..
Adam ne yapıyorsun be kadın..??
Kadın telefon banaydı….!!!!!!!!!!!!!!
28.04.2012 N.B.
Uzun yıllır önce Çinli Li Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar.Hayat çekilmez hale gelmiştir. Bitmez tükenmez kavgalar birbirini takip eder….Bir gün genç kadın bir bilge kişiye başvurur. Adam ona,çeşitli maddelerden hazırladığı bir zehir verir.Sıkı sıkı da tenbih eder,Bu zehirden her gün azar azar kayınvalidenin yemeğine katacaksın. Ama hiç kimsenin bir şey fark etmemesi için ,hem kaynanana çok iyi davranacaksın,hem de onun yiyeceği yemekleri çok lezzetli olarak sen pişireceksin; kendi elinle ona yedireceksin…!! Kız denileni yapar kimse şüphelenmesin diye kaynanasına çok iyi davranır. Bir süre sonra, kayınvalidesinin değiştiğini görür. .. Artık ona kendi kızı gibi davranmaktadır.Genç kadın Li Li üzülür;…gene o bilge kişiye koşar, panzehir ister.. Yaşlı adam,gülerek genç kadının içini rahatlatır……”Sana verdiklerim sadece vitamindi…Gerçek zehir beyinlerinizdeydi..Sen ona iyi davrandıkça,o sana karşılığını verdi ve nefret yerini sevgiye bıraktı.Böylece gerçekten ana kız gibi oldunuz ..” /sabah gazetesi/
“Sevilen İnsan Sevgisini Başkası İle Paylaşan İnsandır”
Yine eski bir Çin atasözü şöyle der;
” Gül veren elde gül kokusu kalır..”
28.04.2012 N.B.
Bugünü düşünürüm,dün geçti
yarın varmı ?
Gençliğime güvenmem
Ölen hep ihtiyarmı…!!!!!!
27.04.2012 N.B.
Adamın biri bir iş için İstanbuldan Ankara!ya gidiyormuş.Tam uçağa binerken kulağına bir ses fısıldamış;Binme uçağa bu uçak düşecek!!!Bakmış etrafında kimse yok.Ama içine bir kurt düşmüş ve uçağa binmemiş .İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :Ankara uçağı düştü kurtulan olmadı”Uçağa binmekten vazgeçip,Haydarpaşa tren garı’na gitmiş.Trene binecek gene aynı ses:Binme bu trene raydan çıkacak” Vazgeçmiş evine dönmüş.Ertesi sabah gazete de gördüğü haberle sarsılmış; İstanbuldan Ankara’ya giden tren raydan çıktı…! Otobüs bileti almaya karar vermiş fakat gene aynı sesi duymuş,Otobüse binme freni patlayacak” Dayanamamış sormuş :YAHU SEN KİMSİN” Ben senin iyilik meleğinim .Adam iyice kızmış….. Peki evlenirken neredeydin………..!!
İşte size belkide evli olanların moralini bozacak fakat hala evlenemiyenleri de sevindirecek bir evlilik fıkrası,,,yorum size ait……!!!!
27.04.2012 N.B.
Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış.Yaşarmış yaşamasına da civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları…..Hemen her gün sürüye saldırırlarmış.Öküz dediğin de öyle yabana atılır bir hayvan değil ki bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları…..Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı….Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor demiş aslanlardan biri!!!! Evet diye tasdik etmiş diğerleri;;;; Nereye gideriz diye düşünürlerken,bir dakika diye bir ses duymuşlar gerilerden…Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa….Sürünün en çelimsiz,ama en kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan….Hayır demiş,hiç bir yere gitmiyoruz.Siz bana bırakın,ben hallederim bu işi…”İnanmamış kimse ona ama”Haydi bir şans verelim ne çıkar”diye düşünmüşler…Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına….Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini…Topal aslan;Saygı değer öküz efendiler,diye başlamış lafa:Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik…Evet size defalarca saldırdık,ama niye biliyormusunuz?..Hep o sizin aranızdaki SARI ÖKÜZ ” yüzünden ..Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor,aklımızı başımızdan alıyor..Onu gördüğümüzde ne kadar barış sever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz…Bunların hepsi sarı öküzün suçu..Verin onu bize,sizde kurtulun bizde barış içinde yaşayalım…Boz öküz ,diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş..Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife..Bir tek yaşlı benekli öküz “Olmaz” demiş ama kimseye dinletememiş sözünü …Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara..Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki !! Bütün sürünün selameti için bir öküz .. Gerekliymiş bu… Gerçekten günlerce sürüye saldıran olmamış…Huzur içinde geçer olmuş günleri..Ama aslan milleti bu,ne kadar sabreder ki? hele öküz etinin tadını aldıktan sonra..”Acıktık” demişler bir gün….Topal aslan boz öküzün yanına giderek,Selam! diye girmiş söze;Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz…Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim…Büyük bir problemimiz var!! Nedir” demiş boz öküz merakla…Şu sizin uzun kuyruklu öküz” demiş topal aslan ve devam etmiş;Öyle uzun kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor…O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor… Gözümüz dönüyor,sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz…Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım.. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün..” Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla..Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan…Hepsi de “Verelim Gitsin”demişler…İstişare daha da kısa sürmüş bu defa…Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden..Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara…Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar..Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar,alabildiğince güçlenmişler…Öküz! lerse her geçen gün daha da zayıflamışlar,seyreldikçe seyrelmişler…Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış..Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış;Verin bize bu öküzü sonra karışmayız” derlermiş sadece..Zavallı öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış..Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde,Boz öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı kalmış en sona..Birgün kalanlar bir araya toplanıp durum değerlendirmesi yapmışlar..Öküzlerden biri:Ne oldu bize,oysa ne kadar da güçlüydük aslanlara karşı;Bu savaşı ne zaman kaybettik?diye sormuş ortaya…….”Biz bu kavgayı”demiş boz öküz,gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek “SARI ÖKÜZ!Ü VERDİĞİMİZ GÜN KAYBETTİK……”
26.04.2012 ” Bilgelik Öykülerinden ” N.B.
İlim meclisine girdim
Eyledim ilmi talep……
İlim geride kaldı
İLLE ! DE EDEP İLLE !DE EDEP…….
25.04.2012 N.B.