Bir adamcağız  kötü yoldan para kazanıp,bununla kendisine  bir inek alır..neden sonra  yaptıklarından pişman olur,ve hiç olmaz sa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Velinin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister..!! O zamanlar derğahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu..Durumu Hacı Bektaşı Veliye  anlatır..ve Hacı Bektaşı Veli helal değildir diye  bu kurbanı geri çevirir..Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı  durumu Mevlana ya anlatır..Mevlana ise  bu hediyeyi  kabul eder..Adam aynı şeyi Hacı Bektaşı Veli de anlattığını  ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu  söyler.ve Mevlanaya   bunun sebebini sorar.Mevlana şöyle der.. BİZ BİR KARGA İSEK HACI BEKTAŞI VELİ BİR ŞAHİN GİBİDİR..Öyle her leşe konmaz..!! O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz,ama o kabul etmeyebilir..! Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaşı Velinin dergâhına  gider  ve Mevlananın kurbanı kabul ettiğini  söyleyip,bunun sebebini bir de Hacı Bektaşı Veliye sorar….Hacı Bektaşı Veli de şöyle der..::BİZİM GÖNLÜMÜZ BİR SU BİRİKİNTİSİ İSE MEVLANANIN GÖNLÜ OKYANUS GİBİDİR.. Bu yüzden bir damlayla  bizim gönlümüz  kirlenebilir..ama onun engin gönlü kirlenmez..Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir….

” Görüyormusunuz o dönemde ki insanların birbiri hakkında düşündüklerini..Birde bu güne bakın insanlar birbirini karalamak için  bir  birinin açığını yakalamak için ne dümenler ne iftiralar atıyorlar değilmi.????????”

09.01.2014                       Necati  BAĞIŞ